Dalkavukluk aslında bazı maddi menfaat temin edilebilecek kişiye yönelik yapılmış olan bir yağcılık şeklinde ifade edilmektedir. İlim adamlarının yanı sıra kanaat önderleri ile birlikte patronlar karşı yapılmakta olan dalkavukluk, insanların maddi menfaati elde etme maksadıyla şerefinin yanı sıra hakikat ile birlikte adaletten sapmasına verebilecek bir biçimde gerçekleşebilmektedir
Dalkavukluk aslında kötü bir ahlak olmasıyla birlikte, daha değişik durumda bulunan ahlak dışı davranışlara da neden olmasından ötürü kerih görülmüş olur. Çok zalim olan bir sultanın karşısında hakkı söylemenin yerine, dalkavukluk yapmış olan alimler ile birlikte ilim adamları helak olmuş durumdadır.
İslam dini aslında her bir şeyi en ince ayrıntılarına dek çizmiş olan ve akla gelmesi muhtemel her bir olayı yanıtlandıran bir din olarak öne çıkmaktadır. Bir insanın gücünün yetiyor olmasına karşın bir hatanın yanı sıra adaletsizlik ile birlikte kötülüğü engelleyemiyor olması, İslam dinine uygun bulunmayan çözümleri onaylamış olması ve de dalkavukluk yapıp dinin dışında bulunan her şeye menfaat icabında bir onay vermiş olması, müdahene olarak öne çıkar.
Başka bir deyiş ile, dalkavukluktan dolayı ortaya çıkmış olan davranışlara de müdahene adı verilebilir. Bu da hiç bir şekilde caiz değildir. Fakat bir de, müdara bulunmaktadır. Hadisi şerig içerisinde, ‘Allahü teâlâ, farzları emrettiği gibi, müdara etmemi de emretti’ buyrulmaktadır..
Bupost hakkında tartışma