Derviş, gönlünü Allah’a bağlayan, tamamen güzel huylarla süslenmiş ve İslam’ın tüm kurallarına uymuş kişiye denir.
Dervişin hayatında fakirlikte olur, zenginlikte olur. Bir şeyin değişiyor olması onu değiştirmez. Karşısına çıkan herkesi güler yüz ve tatlı dille karşılar dostu ve düşmanı ayırmaz. Herkesin özrünü kabul ederken kimse ile de münakaşaya girmez. Dervişlik asla kılık kıyafetlik bir şey değildir.. Onun için denmiştir ki:
Dervişlik
olsaydı tac ile hırka,
Biz dahi alırdık otuza kırka
Dervişlik demek kul kalbi kırmamak demektir. Gönül işidir ve içten yapılmalıdır. Kulluk vazifesini tam yapmaktır dervişlik. Allah’ın koyduğu tüm yasaklara ve kurallara uymaktır. Dervişler yıllarca ilim tahsil etmiş insanlardır. Kuvvetli bir ahlakları ve imanları vardır. Her zaman alçak gönüllü ve her zaman herkese iyilik yapmak için çabalarlar. Hepsinin kendine göre bir mesleği ve sanatı vardır.
Birçok bilinen derviş İslam orduları ile savaşlara katılmış ve kahramanlıklar göstermiştir. Anadolu’nun fethi sonrasında birçok derviş Anadolu’nun çeşitli köylerine giderek halkın İslamiyeti kabul etmesinde büyük rol oynamışlardır. Davranışları, edepleri ve ahlakları ile birçok kişiye örnek olmuş kişiler olarak dinimizin yayılmasında çok büyük emekleri vardır. Toplumda parmakla gösterilen örnek kişiler ve aynı zamanda akıl alma ihtiyacı duyan insanların ilk adreslerinden biri dervişler olmuşlardır. Çünkü verdikleri kararda çok adil oldukları gibi aynı zamanda İslam adaletini de iyi bilen insanlardır.
Bupost hakkında tartışma