Hak dinlerinin mensuplarının bazı sorumlulukları bulunuyor. Din ve iman birbirine paraleldir. İnsanın bir dine mensup olabilmesi için o dinin kurallarına uyması gereklidir. İslamiyet’te de imanın konuları vardır. Bu konular; imanı tasdik etmek, imanı sözle onaylamak, imanla ilgili bilgilenmektir. İmanla amel ilişkisi de önemlidir. İman, dine tam olarak güvenmek ve şüphe duymamaktır. Dinde iman, dinin sorgulanmadan inanılmasıdır. İslam inancında Allah inancının sorgulanması söz konusu değildir. Bir inanın Müslüman olmayı kabul etmesi durumunda Allah’ın varlığına iman etmelidir. Tasdik etmekse, İslam inanışına göre Hz. Muhammed’in (S.A.V.) bildirdiği konuları, kişinin kendi rızasıyla kabul etmesi ve sorgulamadan inanmasıdır. Namaz kılmak Kur’an ayetidir.
Namazın içinde ve dışındaki farzlar, Hz. Peygamber’in belirttiği şekliyle günümüze kadar aktarılarak gelmiştir. Müslüman, kendisine ulaşan bilgilere kendi rızasıyla inanır.
İman tasdik etmek bu noktada başlar. Müslüman, İslam’ın emrettiği şekilde yaşarken, bunun doğru olduğuna inanır. Dolayısı ile dinin emrettiklerini yerine getirir ve imanı tasdiklediğini oraya koyar. İmanı tasdik etmekle ilgili çok ayet vardır.
İmanı sözle onaylamak ise, kişinin inan ettiğini gizlememesidir. Söylenmesi gereken ise “Müslümanım” yerine kelime-i şehadet getirmektir.
İmanın bilgi ile ilişkisi ise İslamiyet’in okumaya ve araştırmaya verdiği önemdir. Bu önem, Kur’an’ı Kerim’in ilk ayetinde belirtilmiştir. İlk ayet “oku”dur. Kişi, iman ettiğinde dini ile ilgili net bilgilere sahip olmalıdır.
İman amel ilişkisi ise birbiriyle bağlantılıdır. Namaz İslam’ın şartlarından biridir. Bunu ilk olarak imanı tasdik etmekle değerlendirilmiş, sonrasında sözle onaylanmış, ardından namazın şart olmasıyla ilgili araştırmalar yapılmış ve namazın kılınmasıyla ilgili gerekli olan bilgilere ulaşılmıştır. En sonunda ise namaz emri yerine getirilmiştir.
Bupost hakkında tartışma