Rüya kelimesi, “görmek” anlamına gelen rü’yet kökünden türemiştir. Rüya, uyku halindeyken zihinde beliren görüntülerin bütününü ifade eder.
Rüyaların rahmani olanına “rüya-yı sadıka, saliha, hasene”, şeytani olanına ise “hulm” adı verilir.
Rüya insanla beraber var olan bir olgudur. Yapılan araştırmalarda rüyanın yeme içme gibi bir ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmıştır. Antik Mısır’da, Asurlularda ve Yunanlılarda kâhin ve büyücülerin en önemli vazifelerinden biri de biri rüyaları yorumlamak olmuştur. .
Kur’an-ı Kerim’de (Yûsuf 12/4-5, 43, 100; es-Sâffât 37/105 ayetlerinde ise Hz. İbrahim, Yusuf ve Mısır hükümdarının gördüğü rüyalardan söz edilmekte, aynı zamanda el-Feth 48/27 ayetinde Hz. Muhammed’in (SAV) gördüğü bir rüyanın doğru çıktığı Allah tarafından bildirilmektedir.
Hz. Yusuf’a (AS) rüyaların yorumunun öğretildiği Yûsuf 12/6, 21’inci ayetinde, Hz. İbrahim, Yakub ve Yusuf’un gördükleri rüyaları tabir ederek bu yorum ışığında hareket ettikleri Yusuf 12/4-6 ayetinde bildirilmektedir.
Kur’ân-ı Kerîm’de es-Sâffât 37/100-113 ayetinde Hz. İbrahim’den rüyasında oğlunu kurban etmesinin istendiği, Yûsuf 12/4-5 ayetinde Hz. Yusuf’un rüyasında on bir yıldızın, ay ve güneşin kendisine secde ettiğini gördüğü ve bu rüya ile onun ileride peygamber olarak seçileceğine işaret edildiği bildirilmiştir. Yine Yusuf 12/36, 41-49 ayetlerinde Hz. Yusuf’un Mısır’da hapse atılması sırasında hapisteki iki gencin ve Mısır kralının gördüğü rüyaları yorumladığı haber verilmektedir.
Allah, Bedir savaşı öncesinde Hz. Peygamber’e (SAV) düşmanlarının sayısını rüyasında az göstermiş ve bu el-Enfâl suresinin 8/43 ayetlerinde belirtilmiştir. Hudeybiye öncesinde Müslümanlarla beraber Mekke’ye gireceğine yönelik gördüğü rüya bir yıl sonra gerçekleşmiştir.
Bupost hakkında tartışma