Tevekkül, yapılması gereken bir şey için kişinin elinden geleni yaptıktan sonra neticesini Allah’tan beklemesidir.
Tevekkül edilen şeyin gerçekleşmemesi halinde kilinin bunun için üzülmemesi ve “Olmamışsa bunda da bir hayır vardır” demesi gerekli ve buna razı olması gerekir. Kuran-ı Kerim’de yüce Allah biz kullarına “Siz birşeyi seversiniz, onun için çalışır ve onu elde etmek istersiniz, fakat bilmezsiniz ki, onun sonunda sizin için şer vardır. Yine siz bir şeyi sevmezsiniz, hoşunuza gitmez ve istemezsiniz, fakat bilmezsiniz ki, sizin için onun sonunda hayır vardır” buyurmuştur.
İmanın 6 şartından biri olan kaza ve kadere inanmak aslında bir tevekküldür. Çünkü her şeyin Allah tarafından bizlere nasip olması uygun görülmüşse bizler onu yaşarız. Allah her şeyi bir sebebe bağlamıştır. Allah’ın bir kuluna dilemediği hiçbir şeyin olmasına imkan yoktur.
Bir gün Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.S) huzuruna gelen bir kişi devesinden inerek tevekkül ettim diyerek devesini bir yere bağlamadan Peygamber Efendimizin huzuruna geldiğinde Peygamber Efendimiz bu kişiye “Çık deveni bağla da sonra tevekkül et.” buyurmuştur.
Bir şeyin gerçekleşmesi için tüm uygun sebepler bir araya dahi gelse yüce Allah istemedikçe o şeyin gerçekleşmesine asla imkan yoktur. Tevekkül edecek kişinin Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmesi ve onun iradesine teslim olması gerekir.
Tarlasını eken bir kişi gerekli hasadı elde etmek için gereken herşeyi yaptıktan sonra ürününü alması için bekler ve sonrasında o ürünü alabilmek için Allah’ın bize o ürünü nasip etmesini beklemelidir.
Bupost hakkında tartışma